Ann aşırı derecede çikolataya düşkün.
- Ann is exceedingly fond of chocolate.
Marie aşırı derecede kızardı, başını indirdi ve hiç karşılık vermedi.
- Marie blushed exceedingly, lowered her head, and made no reply.
Onun son derece iyi gittiğini düşünüyordum.
- I thought that went exceedingly well.
Seninle son derece gurur duyuyoruz.
- We're exceedingly proud of you.
Hız sınırını asla aşmadık.
- We never exceed the speed limit.
Hız sınırını aşmayın.
- Don't exceed the speed limit.
Geçen yıl ithalat ihracatı aştı.
- Imports exceeded exports last year.
Benim yıllık gelirim beş milyona yeni geçiyor.
- My annual income exceeds five million yen.
Hız sınırını aşmayın.
- Don't exceed the speed limit.
O, soğuğa aşırı duyarlıdır.
- She is exceedingly sensitive to the cold.
The company's 2005 revenue exceeds that of 2004.
The quality of her essay has exceeded my expectations.