Karşılaştırmalar zordur.
- Comparisons are difficult.
Ne komik bir karşılaştırma!
- What a ridiculous comparison!
Seninkine kıyasla benim arabam küçük.
- In comparison with yours, my car is small.
Onunla kıyaslarsak, ben hâlâ daha büyüğüm.
- In comparison to him, I am still older.
Onun işi mukayese edilemez.
- His work is beyond comparison.
Sen tebeşir ve peyniri karşılaştırıyorsun!
- You're comparing chalk and cheese!
Tom'u Mary ile karşılaştırmıyorum.
- I'm not comparing Tom to Mary.