Tom her gece Mary'yi arar.
- Tom calls Mary every night.
O çift neredeyse her gece içer.
- That couple gets soused nearly every night.
Orkestra her gece bütün gece boyunca çalar.
- The orchestra plays nightly the whole night through.
Okul geceleri, Tom saat dokuzda yatar fakat cuma ve cumartesi günleri çok daha geç saatlere kadar kalır.
- On school nights, Tom goes to bed at nine o'clock, but on Fridays and Saturdays, he stays up much later.
Uzun sonbahar gecelerinde okumaktan daha iyi bir şey yoktur.
- There's nothing better than reading in the long autumn nights.
Altı gece için bir odaya ihtiyacım var.
- I need a room for six nights.
O birçok geceyi yıldızlara bakarak geçirdi.
- Many nights did he spend, looking up at the stars.
... like, a few every night, like, you know, in California, I do, like, God Only Knows by ...
... every night is worth everything else that you're going to go through. ...