Определение ever- в Английский Язык Турецкий язык словарь
- <span class="word-self">everspan>-evolving
- Sürekli gelişen
- <span class="word-self">everspan>-changing
- Sürekli değişen, aynı kalmayan
- <span class="word-self">everspan>-expanding
- sürekli genişleyen
- <span class="word-self">everspan>-growing storage
- devamlı büyüyen depolama alanı
- <span class="word-self">everspan>-lingering
- yılan hikayesine dönen
- <span class="word-self">everspan>-living
- ever-yaşam
- <span class="word-self">everspan>-present
- hep-mevcut
- <span class="word-self">everspan>-shifting
- sürekli değişen
- <span class="word-self">everspan>
- her zaman
Bütün dehasına rağmen, o her zaman olduğu kadar bilinmiyor.
- For all his genius, he is as unknown as ever.
O şarkıyı duyduğum her zaman,lise günlerimi düşünürüm.
- Every time I hear that song, I think of my high school days.
- <span class="word-self">everspan>
- şimdiye kadar
Tom'un şimdiye kadar antika arabasını satmayı düşündüğünden şüpheliyim.
- I doubt that Tom would ever consider selling his antique car.
Kylie Minogue, şimdiye kadar duyduğum en iyi şarkıcıdır!
- Kylie Minogue is the best singer I've ever heard!
- <span class="word-self">everspan>
- hiç
Hiç Kanada'ya gittin mi?
- Have you ever been to Canada?
Herkesin, hiçbir fark gözetilmeksizin, eşit iş karşılığında eşit ücrete hakkı vardır.
- Everyone, without any discrimination, has the right to equal pay for equal work.
- for <span class="word-self">everspan>
- her zaman
Tom her zaman Mary'yi her şey için suçluyor.
- Tom always blames Mary for everything.
Tom her zaman beni her şey için suçluyor.
- Tom always blames me for everything.
- <span class="word-self">everspan>
- asla
Herkes Japonya'da artık kötü bir şey asla olmayacağını umuyor.
- Everyone is hoping nothing bad will ever happen in Japan.
Herkes bir aydır, ve herhangi birine asla göstermeyeceği karanlık bir tarafı vardır.
- Everyone is a moon, and has a dark side which he never shows to anybody.
- <span class="word-self">everspan>
- daima
Hiçbir şey daima güvende değildir.
- Nothing is ever secure.
- <span class="word-self">everspan>
- hep
Dün oraya öğrencilerin hepsi gitmedi.
- Not every student went there yesterday.
Neden hep Wall Street'te çalışmak istersin?
- Why would you ever want to work on Wall Street?
- <span class="word-self">everspan> after
- ondan sonra, hep: They lived happily ever after. Ondan sonra hep mutlu yaşadılar
- for <span class="word-self">everspan>
- sonsuza dek
Sami çocuklarını sonsuza dek kaybettiğini düşünüyordu.
- Sami thought he lost his kids for ever.
Sami, Leyla'nın hayatını sonsuza dek değiştirdi.
- Sami changed Layla's life for ever.
- for <span class="word-self">everspan>
- ebedi olarak
- hardly <span class="word-self">everspan>
- binde bir
- hardly <span class="word-self">everspan>
- hemen memen hiç
- <span class="word-self">everspan>
- gelmiş geçmiş
O gelmiş geçmiş en cesur askerdir.
- He is the bravest soldier that ever lived.
O gelmiş geçmiş en tehlikeli adam.
- He's the most dangerous man who ever lived.
- <span class="word-self">everspan>
- herhangi bir zamanda
Herhangi bir zamanda şehre gelirseniz, beni görmeye gelin.
- If you ever come to town, come to see me.
Tom'u herhangi bir zamanda tekrar göreceğimizi düşünüyor musun?
- Do you think we'll ever see Tom again?
- <span class="word-self">everspan>
- eğer
Eğer doğum sancıları insanların dediği kadar acı verseydi, herkesin sadece bir çocuğu olurdu.
- If labor pains would hurt so much as people say, everyone would only have one child!
Eğer her kullanıcı Tatoeba'ya günde yirmi ilave yaparsa, Noel'e kadar bir milyon cümleye ulaşmak mümkün olabilir.
- If every user added twenty a day to Tatoeba, it might be possible to reach one million sentences by Christmas.
- <span class="word-self">everspan>
- bir kez
Ebeveynlerime en az her üç ayda bir kez onları ziyaret edeceğime söz verdim.
- I promised my parents I would visit them at least once every three months.
Benimle çıkmak isteyeceğinizin pek olası olmadığını biliyorum fakat hâlâ en azından bir kez sormalıyım.
- I know that it is highly unlikely that you'd ever want to go out with me, but I still need to ask at least once.
- <span class="word-self">everspan> active
- durmadan işleyen
- <span class="word-self">everspan> after
- hep
Ve ondan sonra hep mutlu yaşadılar.
- And they all lived happily ever after.
- <span class="word-self">everspan> after
- ondan sonra daima
- <span class="word-self">everspan> after
- artık
- <span class="word-self">everspan> and none
- ara sıra
- <span class="word-self">everspan> at that
- öyle olduğu halde, bile
- <span class="word-self">everspan> at that
- öyle olduğu halde bile
- <span class="word-self">everspan> if
- -sa dahi (yapsa dahi gibi)
- <span class="word-self">everspan> if
- -sa da (yapsa dahi gibi)
- <span class="word-self">everspan> if
- olsa bile
- <span class="word-self">everspan> if
- hatta
- <span class="word-self">everspan> if
- sa da
- <span class="word-self">everspan> in one
- mütemadi olarak
- <span class="word-self">everspan> increasing
- giderek artan
- <span class="word-self">everspan> increasing
- sürekli yükselen
- <span class="word-self">everspan> since
- ondan beri
- <span class="word-self">everspan> since
- o tarihten beri
- <span class="word-self">everspan> so
- rağmen
- <span class="word-self">everspan> so
- öyle olsa da
- <span class="word-self">everspan> so easy
- o denli kolay ki
- <span class="word-self">everspan> so much
- (deyim) fazlasıyla
- <span class="word-self">everspan> so much
- (deyim) çok çok
- <span class="word-self">everspan> so much
- (deyim) çok fazla
- <span class="word-self">everspan> the optimist
- iyimser kimse
- <span class="word-self">everspan> the optimist
- aşırı iyimser
- <span class="word-self">everspan> then
- o zaman bile
- <span class="word-self">everspan> then
- buna karşın
- <span class="word-self">everspan> though
- rağmen
- <span class="word-self">everspan> though
- se de
- <span class="word-self">everspan> though
- sa da
- for <span class="word-self">everspan>
- daima
- for <span class="word-self">everspan>
- ilelebet
- for <span class="word-self">everspan>
- sonsuza kadar
Leyla ve Sami sonsuza kadar birlikte olmak için ne gerekiyorsa yapacaklardı.
- Layla and Sami were going to do whatever it took to be together for ever.
Ya sonsuza kadar devam ederse?
- What if it continued for ever?
- for <span class="word-self">everspan> and a day
- daima
- for <span class="word-self">everspan> and a day
- (deyim) sonsuza kadar
- for <span class="word-self">everspan> and <span class="word-self">everspan>
- (deyim) sonsuza dek
- for <span class="word-self">everspan> and <span class="word-self">everspan>
- (deyim) sonsuza kadar
- for <span class="word-self">everspan> and <span class="word-self">everspan>
- durmadan
- for <span class="word-self">everspan> and <span class="word-self">everspan>
- ebediyen
- for <span class="word-self">everspan> and <span class="word-self">everspan>
- ebediyete kadar
- for <span class="word-self">everspan> more
- ebediyen
- if <span class="word-self">everspan>
- kazara
- if <span class="word-self">everspan>
- nadiren
Büyükannem hemen hemen her gün bir yürüyüş için dışarı çıkardı fakat şimdi o nadiren, kırk yılda bir, dışarı çıkar.
- My grandmother used to go out for a walk almost every day, but now she seldom, if ever, goes out.
Nadiren, kırk yılda bir, kendi başına sinemaya gider.
- She seldom, if ever, goes to movies by herself.
- nothing <span class="word-self">everspan> happens
- hiç bir şey olduğu yok
- scarcely <span class="word-self">everspan>
- hemen hiç
Tom hemen hemen hiç egzersiz yapmaz.
- Tom scarcely ever gets any exercise.
- scarcely <span class="word-self">everspan>
- hemen hemen hiç bir zaman
- seldom, if <span class="word-self">everspan>
- kırk yılda bir
- seldom, if <span class="word-self">everspan>
- nadiren
- seldom, if <span class="word-self">everspan>
- belki de hiç
- why <span class="word-self">everspan>
- ne demeye
- why <span class="word-self">everspan>
- ne diye
- worse than <span class="word-self">everspan>
- her zamankinden çok
- Ta <span class="word-self">everspan> so
- çok sağ ol
- <span class="word-self">everspan>
- haçansa
- <span class="word-self">everspan>
- hayatında
Aşk, harika bir duygu, herkese hayatında günün birinde gelir.
- Love, which is a wonderful feeling, comes to everyone at some time in their life.
Herkes hayatında yanlış şeyler yapar.
- Everyone does wrong things in their lives.
- <span class="word-self">everspan>
- şu ana kadar
Şu ana kadar tattığım ilk Japon yemeği buydu.
- This was the first Japanese food I had ever tasted.
Şu ana kadar yaptığın bütün şey her şeye kusur bulmak, keşke daha yapıcı bir şey söyleyebilsen.
- All you ever do is nitpick. I wish you could say something more constructive.
- <span class="word-self">everspan>
- ever changing daima değişen
- <span class="word-self">everspan> since
- den beri sürekli olarak
- <span class="word-self">everspan> since
- o zamandan beri
O zamandan beri arkadaşız.
- We have been friends ever since.
Tom üç yıl önce Japonya'ya geldi ve o zamandan beri burada yaşamaktadır..
- Tom came to Japan three years ago and has been living here ever since then.
- <span class="word-self">everspan> so
- çok
- for <span class="word-self">everspan> and <span class="word-self">everspan>
- ilelebet
- forever and <span class="word-self">everspan>
- ebediyen
- More than <span class="word-self">everspan> before
- Daha önce hiç olmadığı kadar
More than ever before, consumers are desiring for ‘greener’ products.
- What of it? What <span class="word-self">everspan> ...?
- k. dili (Şaşkınlık belirtir.): What ever can she mean? Ne demek istiyor Allah aşkına?
- as <span class="word-self">everspan>
- Her zaman olduğu gibi. "As ever, İ was the last to find out."
- be on a better footing than <span class="word-self">everspan>
- araları her zamankinden daha iyi olmak
- better than <span class="word-self">everspan>
- her zamankinden daha iyi
- <span class="word-self">everspan>
- daima yanan
- <span class="word-self">everspan>
- şimdiye kadarki
- <span class="word-self">everspan> before
- Eskiye kıyasla, eskiye nazaran
More teens are writing than ever before.
- <span class="word-self">everspan> growing
- sürekli büyüyen
- <span class="word-self">everspan> since that day
- hiç o günden beri
- <span class="word-self">everspan> since that time
- O zamandan beri
- <span class="word-self">everspan> widening
- devamlı genişleyen
- <span class="word-self">everspan> worsen
- hiç olmadığı kadar kötüleşmek
- <span class="word-self">everspan> worsening
- daha beter
- first <span class="word-self">everspan>
- ilk
Uluslararası Sun-Earth Explorer 3 uzay gemisi kuyruklu yıldız Giacobini-Zinner'in kuyruğu boyunca uçarken 11 Eylül 1985'te ilk doğrudan kuyruklu yıldız ölçümleri yaptı.
- The International Sun-Earth Explorer 3 (ISEE-3) spacecraft made the first ever direct cometary measurements on September 11, 1985 as it flew through the tail of Comet Giacobini-Zinner.
# 2416352 numaralı cümle benim Tatoeba'da şimdiye kadarki ilk katkımdır.
- Sentence #2416352 is my first ever contribution in Tatoeba.
- first-<span class="word-self">everspan>
- ilk
- for <span class="word-self">everspan> and <span class="word-self">everspan>
- sonsuzlara dek
- for <span class="word-self">everspan> so much
- Hiç bu kadar
- for the first time <span class="word-self">everspan>
- Şimdiye kadar ilk defa
- hardly <span class="word-self">everspan>
- hemen hemen hiç
Tom hemen hemen hiç radyo dinlemez.
- Tom hardly ever listens to the radio.
Artık hemen hemen hiç nakit kullanmıyorum.
- I hardly ever use cash anymore.
- have you <span class="word-self">everspan>
- sen hiç
- live happily <span class="word-self">everspan> after
- (deyim) Sonsuza dek mutlu yaşamak
- may the odds be <span class="word-self">everspan> in your favor
- (Atasözü) İyi şans dilemek için kullanılan "Şans hep sizden yana olsun" anlamına gelen söz
- more than <span class="word-self">everspan>
- her zamankinden daha/çok
- more than <span class="word-self">everspan>
- Her zamankinden çok
- more than <span class="word-self">everspan>
- Daima,sonsuza değin
My love will last more than ever.
- never <span class="word-self">everspan>
- Katîyyen, asla ve kat'a
- never <span class="word-self">everspan>
- Never at all, absolutely never
- never <span class="word-self">everspan>
- Katiyen
- not <span class="word-self">everspan>
- Hiçbir zaman
- scarcely <span class="word-self">everspan>
- Hemen hemen hiç
I scarcely ever get excited before an exam.
Tom hemen hemen hiç egzersiz yapmaz.
- Tom scarcely ever gets any exercise.
- scarcely <span class="word-self">everspan>
- Hemen hiç, hemen hemen hiç bir zaman, pek nadiren
- than <span class="word-self">everspan> before
- her zamankinden
- where <span class="word-self">everspan> i go
- nereye gitmem
- who <span class="word-self">everspan>
- kim
- whom <span class="word-self">everspan>
- kime hiç
- Did you <span class="word-self">everspan>
- {k} Allah Allah!
- How <span class="word-self">everspan>
- Nasıl ...?: How ever did it come about? Nasıl oldu?
- What of it? What <span class="word-self">everspan>
- {k} (Şaşkınlık belirtir.): What ever can she mean? Ne demek istiyor Allah aşkına?
- When <span class="word-self">everspan> ...
- {k} (Soruyu vurgulamak için kullanılır.): When ever will you be on time? Sen ne zaman vaktinde geleceksin?
- Where <span class="word-self">everspan> ...
- Nerede/Nereye/Nereden ... Allah aşkına?: Where ever has she gotten to? O nereye gitti Allah aşkına?
- Who <span class="word-self">everspan> ...
- Şaşkınlık belirtir: Who ever can this be? Bu kim olabilir Allah aşkına?
- as ... as <span class="word-self">everspan>
- her zamanki gibi: as fast as ever her zamanki gibi hızlı
- be gone for <span class="word-self">everspan>
- yerinde yeller esmek
- <span class="word-self">everspan>
- ebedi
- <span class="word-self">everspan>
- hiç bir zaman
- <span class="word-self">everspan>
- olabildiğince
- <span class="word-self">everspan>
- z. hiç: Have you ever been to Eyüp? Hiç Eyüp'e gittin mi?
- <span class="word-self">everspan>
- everand anon arada sırada
- <span class="word-self">everspan>
- gitgide
- <span class="word-self">everspan>
- ever burning hiç sönmeyen
- <span class="word-self">everspan>
- giderek
- <span class="word-self">everspan>
- ebedi ever more
- <span class="word-self">everspan>
- ever living ölmez
- <span class="word-self">everspan>
- durmadan
- <span class="word-self">everspan> and anon
- bazen
- <span class="word-self">everspan> and anon
- zaman zaman
- <span class="word-self">everspan> and anon
- ara sıra
- <span class="word-self">everspan> changing
- daima değişen
- <span class="word-self">everspan> since
- -den beri sürekli olarak
- <span class="word-self">everspan> so
- pek
- for <span class="word-self">everspan>
- ebediyen
- forever and <span class="word-self">everspan>
- daima
- forever and <span class="word-self">everspan>
- sonsuza dek
Sizi sonsuza dek seveceğim.
- I will love you forever and ever.
- gone for <span class="word-self">everspan>
- yerinde yeller esmek
- have you <span class="word-self">everspan> been to
- daha önce geldiniz mi
- have you <span class="word-self">everspan> been to the usa
- hiç amerika'da bulundunuz mu
- how <span class="word-self">everspan> ...?
- nasıl olur da
- if <span class="word-self">everspan>
- şayet
- never and <span class="word-self">everspan>
- asla ve asla
- seldom if <span class="word-self">everspan>
- kırk yılda bir
- thank you <span class="word-self">everspan> so much
- çok çok teşekkür ederim
- thank you <span class="word-self">everspan> so much
- çok çok teşekkürler
- thank you <span class="word-self">everspan> so much
- çok teşekür ederim
- this is all one will <span class="word-self">everspan> get
- görüp göreceği rahmet bu
- to be gone for <span class="word-self">everspan>
- yerinde yeller esmek
- worse than <span class="word-self">everspan>
- her zamankinden kötü: He's behaving worse
- worse than <span class="word-self">everspan>
- her zamankinden çok: It's dripping worse than ever now. Şimdi her zamankinden çok damlıyor