O olayı hatırlaman için çok yaşlı olmana gerek yok.
- You don't have to be very old to remember that event.
Olay onun geleceğini etkiledi.
- The event affected his future.
Hayır organizasyonunda klarnet çalmam istendi.
- I've been asked to play my clarinet at a charity event.
Maraton organizatörleri, hava şartları gözetilmeksizin, organizasyonun devam edeceğini söyledi.
- The organisers of the marathon said that the event would go ahead, regardless of the weather conditions.
Talihsizlik durumunda kutlamalar en iyisidir.
- In the event of misfortune, celebrations are the best.
Bir zombi kıyameti durumunda ne yapardın?
- What would you do in the event of a zombie apocalypse?
Dalış yarışması Olimpiyatları izlemek için Mary'nin favori olaylardan biridir.
- The diving competition is one of Mary's favorite events to watch in the Olympics.
Atletizm yarışması yıllık bir etkinliktir.
- The athletic meet is an annual event.
Ne olursa olsun elimden gelenin en iyisini yapacağım.
- In any event, I will do my best.
Sonuçta, o şiddet suçu sebebiyle beş yıl hapis yatmıştı.
- Eventually, he was sentenced to five years in prison for the violent crime.
Sonuçta her şeyi bana anlatacaksın.
- You'll tell me everything eventually.
Which events have you entered for ?.
Tom etkinlikte Mary'ye eşlik etti.
- Tom accompanied Mary to the event.
Etkinlik çok iyi planlandı.
- The event was very well planned.
Olay anımızda hâlâ taze.
- The event is still fresh in our memory.
Her halükarda denemeye değer.
- It's worth trying at all events.
Ben olguyu erteledim.
- I postponed the event.
In the event, he turned out to have what I needed anyway.
... event to the question and answer session the President held with YouTube, Political Director ...