Biz tahliye etmek zorundayız.
- We've got to evacuate.
Hâlâ tahliye etmek için zaman var.
- There's still time to evacuate.
Boşaltmak zorundayız. Bir kasırga geliyor.
- We have to evacuate. A tornado's coming.
Boşaltmak zorundayız. Bir hortum geliyor.
- We have to evacuate. A tornado's coming.
Onları boşaltmıyorum.
- I don't evacuate them.
Stadyum boşaltılıyor.
- The stadium is being evacuated.
Savaşın kötüleşmesi nedeniyle insani yardım ekibi tahliye edildi.
- Humanitarian personnel were evacuated as the fighting worsened.
Tahliye etmek için hâlâ zamanımız var.
- We still have time to evacuate.
Boşaltmak zorundayız. Bir tornado geliyor.
- We have to evacuate. A tornado's coming.
The evacuated flask imploded with a pop when it could no longer stand the outside air pressure.
The firefighters told everyone to evacuate the area as the flames approached.
The scientist evacuated the chamber before filling it with nitrogen.
... who don't want to be evacuated. ...
... SAL KHAN: Is this around the evacuated tubes? ...