I've figured out that the only way I can do this is to get Tom to help me.
- Bunu yapabilmemin tek yolunun Tom'u bana yardım ettirmek olduğunu anladım.
I'm going to have to get the others to help us.
- Diğerlerini bize yardım ettirmek zorunda kalacağım.
I would like to insure this package.
- Bu koliyi sigorta ettirmek istiyorum.
I'll do whatever it takes to keep my children in school.
- Çocuklarımı okula devam ettirmek için ne gerekiyorsa yapacağım.
It's difficult to keep traditions in different contexts.
- Gelenekleri farklı bağlamlarda devam ettirmek zordur.
I only wanted to make you comfortable.
- Ben sadece seni rahat ettirmek istedim.
Tom did his best to comfort Mary.
- Tom, Mary'yi rahat ettirmek için elinden gelenin en iyisini yaptı.
Something I et?.