We sat around the fire in a circle.
- Daire şeklinde ateşin etrafına oturduk.
Tom circled the block looking for a place to park.
- Tom blokun etrafını dolaştı ve park etmek için bir yer buldu.
The English language surrounds us like a sea.
- İngiliz dili bir deniz gibi etrafımızı sarıyor.
I saw them surrounding him.
- Onların onun etrafını çevirdiğini gördüm.