etkilenmiş

listen to the pronunciation of etkilenmiş
Турецкий язык - Английский Язык
{s} affected

He was affected by the heat. - O, ısıdan etkilenmişti.

My thoughts and prayers are with all those who were affected by this terrible tragedy. - Dua ve dileklerim bu korkunç faciadan tüm etkilenmişler için.

touched

Tom was touched that Mary was worried about him. - Tom, Mary'nin onun hakkında üzgün olmasından etkilenmişti.

smitten
moved

I was moved by the story. - Ben hikaye tarafından etkilenmiştim.

shaken

Tom is obviously shaken. - Tom oldukça etkilenmiş.

impressed

We were very impressed by his new book. - Onun yeni kitabından oldukça etkilenmiştik.

Tom was really impressed. - Tom gerçekten etkilenmişti.

effected
biased
obsessed
colored
etkile
affect

The problem affects the prestige of our school. - Sorun bizim okulun prestiji etkiler.

His speech deeply affected the audience. - Konuşması dinleyicileri derinden etkiledi.

etkile
{f} affecting
etkile
{f} obsessed
etkile
impress

I was impressed by the general knowledge of Japanese students. - Japon öğrencilerinin genel kültür bilgisinden etkilendim.

I was deeply impressed by the scenery. - Manzaradan derinden etkilendim.

etkile
{f} biased
etkile
{f} bias
etkile
stamp on
etkile
{f} affected

His speech deeply affected the audience. - Konuşması dinleyicileri derinden etkiledi.

The event affected his future. - Olay onun geleceğini etkiledi.

etkile
stamp#on
etkile
stampon
etkile
prejudiced
etkile
(Biyoloji) influence

That was probably what influenced their decision. - Onların kararını etkileyen muhtemelen oydu.

That type of temple influenced all of the Middle East, mainly Egypt. - O tür tapınak bütün Orta Doğuyu, özellikle Mısır'ı etkiledi.

kötü etkilenmiş
shaken
kötü havadan etkilenmiş
weather worn
olumsuz biçimde etkilenmiş
empoisoned
Турецкий язык - Турецкий язык
müteessir
etkilenmiş
Избранное