Why should they try to influence him?
- Neden onu etkilemek için çalışmalılar?
Don't let me influence you.
- Seni etkilememe izin verme.
I want to impress everyone.
- Herkesi etkilemek istiyorum.
Tom has been trying hard to impress his father.
- Tom babasını etkilemek için çok çalışıyor.
The problem affects the prestige of our school.
- Sorun bizim okulun prestiji etkiler.
Worry affected his health.
- Endişe onun sağlığını etkiledi.
I want to learn to speak Hawaiian, so I can impress my girlfriend.
- Havaiili konuşmayı öğrenmek istiyorum, böylece kız arkadaşımı etkileyebilirim.
Whenever I visited the island, I was impressed with the beauty of nature.
- Adayı her ziyaret edişimde, doğanın güzelliğinden etkilendim.
Worry affected his health.
- Endişe onun sağlığını etkiledi.
Smoking has affected his health.
- Sigara içmek onun sağlığını etkiledi.
Alzheimer's disease affects nearly 50 million people around the world.
- Alzheimer hastalığı tüm dünyada yaklaşık 50 milyon insanı etkilemektedir.
Imagination affects every aspect of our lives.
- Hayal hayatlarımızın her yönünü etkilemektedir.
Why should they try to influence him?
- Neden onu etkilemek için çalışmalılar?
That type of temple influenced all of the Middle East, mainly Egypt.
- O tür tapınak bütün Orta Doğuyu, özellikle Mısır'ı etkiledi.
I think that our living together has influenced your habits.
- Sanırım birlikte yaşamamız alışkanlıklarını etkiledi.