I can't help making fun of him.
- Onunla alay etmemek elimde değil.
Tom and Mary had trouble making themselves understood in French.
- Tom ve Mary'nin kendilerini Fransızca olarak ifade etme sorubları vardı.
Wouldn't you rather spend your time doing something you enjoy?
- Hoşlandığın bir şeyi yaparak zamanını geçirmeyi tercih etmez misin?
I can't help wondering about what Tom might be doing.
- Tom'un ne yapıyor olabileceğini merak etmemek elimde değil.