Mary patlamak üzere olan bir volkan gibi görünüyordu.
- Mary looked like a volcano about to erupt.
Tom patlamak üzere olan bir volkan gibi görünüyordu.
- Tom looked like a volcano about to erupt.
Volkanik patlama köyü tehdit etti.
- The volcanic eruption threatened the village.
1918 yılında, pirinç fiyatından kaynaklanan ayaklanmalar tüm dünyada patlak verdi.
- In 1918, revolts due to the price of rice erupted all around the country.
Püskürme sonucu en az 31 kişi öldü.
- At least 31 people have been killed by the eruption.
Volkan düzenli aralıklarla püskürür.
- The volcano erupts at regular intervals.
the crowd erupted in anger.
the volcano erupted, spewing lava across a wide area.