erröten

listen to the pronunciation of erröten
Немецкий Язык - Турецкий язык
utanma
{er'rö: tın} (yüzü) kızarmak
v. er'rö: tın (yüzü) kızarmak
kızarmak
yüz kızarması
yüzü kızarmak
pancar kesilmek
kıpkırmızı olmak
Английский Язык - Турецкий язык

Определение erröten в Английский Язык Турецкий язык словарь

blush
{f} kızarmak

Tom kızarmaktan kendini alamadı. - Tom couldn't help blushing.

Kızarmaktan kendimi alamadım. - I couldn't help blushing.

blush
{f} yüzü kızarmak
blush
{i} utanma
blush
{i} yüz kızarması
blush
bakış

İlk bakışta, Tom'un önerisi mümkün görünüyordu. - At first blush, Tom's suggestion seemed feasible.

blush
kızartı
blush
(yüzü) kızarmak
blush
kızarıklık
blush
utanıp kızarma
blush
utançtan kızarmak
blush
{f} utan

Sevinç ve utanç ile o, kulaklarına kadar kızardı. - With joy and shame, she blushed to her ears.

Bana öyle bakmayı kes, beni utandıracaksın. - Stop looking at me like that, you'll make me blush.

blush
{f} utanmak
blush
kızarma

İnsan yüzü kızaran tek hayvandır. Ya da kızarması gereken. - Man is the only animal that blushes. Or needs to.

Tom kızarmaktan kendini alamadı. - Tom couldn't help but blush.

blush
mahcup olmak
blush
blus
blush
blush rose pembe renkli bir çeşit gül
blush
pembeleşmek
blush
at first blush ilk bakışta
blush
(fiil) kızarmak, yüzü kızarmak, utanmak, kırmızılaşmak
Немецкий Язык - Английский Язык
blush
flush
to redden
to flush
to blush
to colour up
blush for
to go pink
to turn pink
krebsrot/knallrot werden (stark erröten)
to turn beet red
schamhaft erröten
to blush with shame