Английский Язык - Турецкий язык
Определение erlitten в Английский Язык Турецкий язык словарь
- sustained
- {s} sürekli
kendi işini sürekli fedakarlık olarak tanımlayan biri, sadece diğer bir çok şeyi ihmal ederek sürdürülebilir.
-Perpetual devotion to what a man calls his business, is only to be sustained by perpetual neglect of many other things.
- sustained
- {s} aralıksız
- sustained
- {s} başından sonuna kadar aynı güçle sürdürülen
- sustained
- (Kanun) sürdürülebilir
kendi işini sürekli fedakarlık olarak tanımlayan biri, sadece diğer bir çok şeyi ihmal ederek sürdürülebilir.
-Perpetual devotion to what a man calls his business, is only to be sustained by perpetual neglect of many other things.
- sustained
- sürdürelebilir
- sustained
- {f} güçlü tut
- sustained
- {s} kabul edilmiş (itiraz)
- suffered
- acı çekti
Tom'un acı çektiğini sanmıyorum.
-I don't think Tom suffered.
Kocasının ölümünden beri Cristina çok acı çekti.
-Since the death of her husband, Cristina has suffered a lot.
- sustained
- güçlü tut
- sustained
- {s} devamlı
- sustained
- {s} uzatmalı
- sustained
- {s} başından sonuna kadar aynı kalitede/seviyede sürdürülen
- sustained
- kabul edilmiştir
- sustained
- {s} sönümsüz
- sustained
- kabul edildi
Связанные Термины
Немецкий Язык - Английский Язык
Определение erlitten в Немецкий Язык Английский Язык словарь
- suffered
- endurred
- sustained
- Der Kläger hat dadurch keinen Nachteil erlitten.
- The plaintiff has suffered no prejudice
- Vor Malta erlitten sie Schiffbruch.
- They suffered shipwreck off Malta
- einen Rückschlag erlitten
- relapsed