Is early medieval glass production a continuation of Roman glass technology?
- Erken Ortaçağ cam üretimi Roma cam teknolojisinin bir devamı mıdır?
Mother always gets up early in the morning.
- Anne her zaman sabahları erken kalkar.
I always arrive a little ahead of time.
- Her zaman biraz erken gelirim.
Get up early, and you'll be in time.
- Erken kalk ve zamanında ol.
If you get up early, you can be in time for school.
- Eğer erken kalkarsan okula zamanında varabilirsin.
My wife gave birth prematurely to a 1500-gram baby girl.
- Karım erken 1500 gramlık bir bebek kız doğurdu.
A pointless life is a premature death.
- Anlamsız bir yaşam, erken doğmuş bir ölümdür.
Twins are usually premature.
- İkizler genellikle erken doğumludur.
The sooner we start, the sooner we'll finish.
- Ne kadar erken başlarsak, o kadar erken bitiririz.
The sooner you do it, the better it is.
- Onu ne kadar erken yaparsan, o kadar iyi.
Sorry I haven't replied to your letter earlier.
- Üzgünüm, mektubuna daha erken cevap vermedim.
I told you we should've gotten here earlier. Now there aren't any places left to sit.
- Sana buraya daha erken gelmemiz gerektiğini söyledim. Şimdi oturmak için hiç yer kalmadı.
Tom works from early in the morning until late at night every day.
- Tom her gün sabah erken saatlerden gece geç saatlere kadar çalışıyor.
You've been coming home early lately, haven't you?
- Son zamanlarda eve erken geliyorsun, değil mi?
She is an early riser.
- O erken kalkan biridir.
My father is an early riser.
- Babam erken kalkan biridir.
Why didn't you say so earlier?
- Niçin çok daha erken söylemedin?
Sorry I haven't replied to your letter earlier.
- Üzgünüm, mektubuna daha erken cevap vermedim.
Please call me at your earliest convenience.
- Lütfen uygun olan en erken zamanında beni ara.
Mother gets up earliest in my family.
- Ailemde en erken annem kalkar.