ABD'de, onlardan bilgi almak için insanlara işkence yapmak yasaktır.
- In den USA ist es illegal, Menschen zu foltern, um von diesen Informationen zu erhalten.
Ben bir makbuz alabilir miyim.
- May I have a receipt?
Bir makbuz istiyorum, lütfen.
- I'd like a receipt, please.
Afgan demokrasinin bile nükleer bombalarla korunması gerekir.
- Afghan democracy needs to be preserved even with nuclear bombs.
Onlar binayı korudular.
- They have preserved the building.
Bir makbuz almayı unutma.
- Be sure to get a receipt.
Makbuzunuzu almayı unutmayın.
- Don't forget the receipt.
Tom fişi Mary'ye verdi ve onu cüzdanına koymasını söyledi.
- Tom gave Mary the receipt and told her to put it in her purse.
Fişimi kaybettim. Hâlâ bir geri ödeme alabilir miyim?
- I lost my receipt. Can I still get a refund?