Benim kendi deneyimlerinden, hastalık çoğunlukla uykusuzluktan kaynaklanıyor.
- From my own experience, illness often comes from sleeplessness.
Çünkü biz sizi seviyoruz, daha iyi bir kullanıcı deneyimi getirmek için Tatoeba'yı güncelleştiriyoruz. Gördünüz mü? Biz sizi seviyoruz ha?
- Because we love you, we are updating Tatoeba to bring you a better user experience. See? We love you huh?
Bu, Mary'nin ailedeki ilk ölüm olayıdır.
- This is Mary's first experience of a death in the family.
Bu olay beni değiştirdi.
- This experience has changed me.
O genç ama deneyimli.
- He is young, but experienced.
Benim deneyimlerime göre, Fransızca dil bilgisini öğrenmek bir yıl alır.
- According to my experience, it takes one year to master French grammar.
Eğer yurt dışında ilk yaşama deneyiminse, Kanada gidilecek iyi bir yerdir.
- Canada is a good place to go if it's your first experience living abroad.
Onlar benim geçmiş yaşamım hakkında birçok soru sordular.
- They asked a lot of questions about my past experience.