Çayır kurbağa ile doludur.
- The meadow is full of frogs.
Kanun belirsizlikler ile dolu.
- The law is full of ambiguities.
Gölet çeşitli küçük balıklarla doluydu.
- The pond was alive with various tiny fishes.
Yer yaratıcı genç insanlarla hayat doluydu.
- The place was alive with creative young people.