erect, not cut down

listen to the pronunciation of erect, not cut down
Английский Язык - Турецкий язык

Определение erect, not cut down в Английский Язык Турецкий язык словарь

standing
(Ticaret) devamlılık
standing
akmaz
standing
geçerlilik
standing
devam

Yapabildiğim bütün şey ayakta durmaya devam etmekti. - It was all I could do to keep standing.

O yol boyunca ayakta durmaya devam etti. - He kept standing all the way.

standing
süreklilik
standing
devamlı
standing
ayakta duran

Ayakta duranların hepsi erkekti. - Those standing were all men.

Orada ayakta duran kız kız kardeşim Sue'dur. - The girl standing over there is my sister Sue.

standing
süreklilik/mevki
standing
{i} mevki
standing
{i} yer

Sadece, Nürnberg Bölgesel Ekspres treninde ayakta duracak yer vardı. - There was standing room only in the Regional Express to Nuremberg.

Tom durduğu yerden gölü göremiyordu. - Tom couldn't see the lake from where he was standing.

standing
{s} sürekli
standing
sürekli/durgun/duran
standing
{i} geçmiş
standing
{s} her zaman geçerli olan
standing
{s} durgun
standing
{i} itibar
Английский Язык - Английский Язык
standing
erect, not cut down
Избранное