Piknik bir hayal kırıklığıydı.
- The picnic was a disappointment.
Haberle ilgili hayal kırıklığından dolayı iç çekti.
- She sighed with disappointment at the news.
İnsanoğlunun hayatında niçin hayal kırıklıkları vardır?
- Why are there disappointments in human life?
Bir bilge bir defasında yaşamın hayal kırıklıkları dizisi olduğunu söyledi.
- A wise man once said, life is a series of disappointments.
Her disappointment was apparent to everyone.
- Ihre Enttäuschung war für alle offensichtlich.
I have been a disappointment to my parents.
- Ich war eine Enttäuschung für meine Eltern.