Saat üçte sizi lobide karşılayacağım.
- I'll meet you in the lobby at three.
Lütfen 7'ye kadar lobiye gel.
- Please come to the lobby by 7 o'clock.
Tom'un annesi Tom'u holde çıplak gezdiği için kovaladı.
- Tom's mother chased Tom as he ran naked around the lobby.
Lobicilerin işi lobi oluşturmaktır.
- Lobbyists' job is to lobby