O, yabancı misafirleri eğlendirmekten sorumludur.
- He is in charge of entertaining the foreign guests.
Onlar öğretmenlerini eğlendirmek için bir gösteri koydular.
- They put on a show to entertain their teachers.
Tom kesinlikle insanları nasıl eğlendireceğini biliyor.
- Tom certainly knows how to entertain people.
Şimdi sizi müzikle eğlendireyim.
- Now let me entertain you with music.
Sarhoş insanlar çok eğlencelidir.
- Drunk people are so entertaining.
Bu TV programı çok eğlenceli görünüyor.
- This TV program seems to be very entertaining.
Kırsal bölgede hiç eğlence yoktur.
- There's no entertainment in the countryside.
Bir sosyete moda toplumda iyi tanınan ve sosyal faaliyetlere ve eğlenceye düşkün bir kişidir.
- A socialite is a person who is well known in fashionable society and is fond of social activities and entertainment.
Sarhoş insanlar çok eğlencelidir.
- Drunk people are so entertaining.
Bu, çocuklar için eğlenceli bir program.
- This is an entertaining program for children.
O, yabancı misafirleri eğlendirmekten sorumludur.
- He is in charge of entertaining the foreign guests.
İşi insanları eğlendirmek olan ve şovlara katılan kişi bir eğlendiren kimsedir.
- The man whose work it is to amuse people who attend a show is an entertainer.
O kendini eğlendiriyor.
- She's entertaining herself.
O, yabancı misafirleri eğlendirmekten sorumludur.
- He is in charge of entertaining the foreign guests.
Tom harika bir şovmen.
- Tom is a fabulous entertainer.
The committee would like to entertain the idea of reducing the budget figures.
The motivational speaker not only instructed but also entertained the audience.
They enjoy entertaining a lot.
The entertainment of the general upon his first arrival was but six shillings and eight pence.
... You're like entertain me, show me. ...