Okula girmek için sıkı çalıştım.
- I studied hard to enter the school.
Kulübe girmek istiyorum.
- I want to enter the club.
Ev numaranı, mahalleni, posta kodunu ve sokağını ayrı ayrı yazmak zorundasın.
- You have to enter your house number, suburb, post code and street seperately.
Tom girişimci genç bir adam.
- Tom is an enterprising young man.
Buraya girişiniz yasaklandı.
- You are banned from entering this place.
İngiliz, Belçikalı ve Hollandalı bir meyhaneye girer ve tezgahta otururlar. Barmen söyler, Bir dakika bekleyin, bu bir şaka mı ne?
- An Englishman, a Belgian and a Dutchman enter a pub and sit down at the counter. Says the barkeeper, Wait a minute, is this a joke or what?
Yüz elli kişi maraton yarışına girdi.
- One hundred and fifty people entered the marathon race.