Hastanede kalmak çok zevkli değil.
- A hospital stay isn't very enjoyable.
Bir yabancı dil öğrenmek gerçekten ilginç ve zevkli.
- Learning a foreign language is truly interesting and enjoyable.
I personally find Macbeth more enjoyable than Hamlet - Ben şahsen Macbeth'i Hamlet'ten daha eğlenceli buluyorum.
Tom deneyimi eğlenceli buldu.
- Tom found the experience enjoyable.
O, çok eğlenceli parti için ev sahibine teşekkür etti.
- He thanked the host for the very enjoyable party.
O, en hoş bir parti için, ev sahibine teşekkür etti.
- He thanked his host for a most enjoyable party.
Bütün hayvanlar, insanın dışında, yaşamın asıl işinin ondan zevk almak olduğunu biliyor.
- All animals, except man, know that the principal business of life is to enjoy it.
Her yıl, yüz elli bin turist etkileyici manzara ve harika plajlardan zevk almak için bu adaya gelir.
- Every year, a hundred and fifty thousand tourists come to this island to enjoy the impressive scenery and the wonderful beaches.
Bu anın tadını çıkarmak istiyorum.
- I want to enjoy this moment.
Ben doğanın tadını çıkarmak için buraya geldim.
- I came out here to enjoy nature.
Bu roman eğlenceli ve zevkli.
- This novel is fun and enjoyable.
Hastanede kalmak çok zevkli değil.
- A hospital stay isn't very enjoyable.
Seninle konuşmaktan zevk aldım.
- I enjoyed talking with you.
Para harca ve hayattan zevk al!
- Spend money and enjoy life!
O, polisiye hikâyeler okumaktan hoşlandı.
- He enjoyed reading detective stories.
Çoğu genç yetişkin geceleyin dışarı çıkmaktan hoşlanır.
- Most young adults enjoy going out at night.
Tom deneyimi eğlenceli buldu.
- Tom found the experience enjoyable.
Bu roman eğlenceli ve zevkli.
- This novel is fun and enjoyable.
Tom konserden hiç hoşlanmadı.
- Tom didn't enjoy the concert at all.
Beth'in çiftlikteki zamanından hoşlanmadığına şaşırdım.
- I'm surprised that Beth didn't enjoy her time at the farm.
Tom bitkileri sulamayı bitirdikten sonra, o, gün batımının keyfini çıkarmak için veranda da oturdu.
- After Tom finished watering the plants, he sat down on the porch to enjoy the sunset.
Yeni başlayanlar için rüzgar sörfünün keyfini çıkarmak zordur.
- It is difficult for beginners to enjoy windsurfing.
Kendimden keyif almak istiyorum.
- I want to enjoy myself.
That was an enjoyable day; I had a lot of fun.
This account fails to provide any basis for doubting that animals of subhuman species enjoy the freedom it defines.
... that's fed states not ninety times more enjoyable have a cuppa tea on the ...
... enjoyable now when I hear it for the first time on the ...