I found his latest novel interesting.
- Onun en son romanını ilginç buldum.
His latest novel is well worth reading.
- Onun en son romanı okumaya değer.
The last time I went to China, I visited Shanghai.
- Çin'e gittiğim en son zaman, Şangay'ı ziyaret ettim.
The activists were last seen in a remote, forested corner of Brazil.
- Aktivistler en son Brezilya'nın uzak, ormanlık bir köşesinde görüldüler.
This is the most recent picture of Tom I have.
- Bu, Tom'un sahip olduğum en son resmi.
What's his most recent novel?
- Onun en son romanı nedir?
His motorcycle is the latest model.
- Onun motosikleti en son model.
She is singing the latest popular songs.
- En son popüler şarkıları seslendiriyor.
This is the very last thing I can do for you.
- Bu senin için yapabileceğim en son şeydir.
Tom finally talked Mary into buying a new computer.
- Tom en sonunda Mary'yi yeni bir bilgisayar alması için ikna etti.
Tom and Mary were finally alone.
- Tom ve Mary en sonunda yalnız kalmışlardı.