Fransız palavralarına katlanmak zordur.
- It's hard to endure the boastings of the French.
Sevilmek, tüketilmektir. Sevmek tükenmez yağ ile ışık vermektir. Sevilmek, varlığı durdurmak, sevmek katlanmaktır.
- To be loved is to be consumed. To love is to give light with inexhaustible oil. To be loved is to stop existing, to love is to endure.
Göçmenler fiziksel ve ruhsal acıya dayandılar.
- The emigrants have endured physical and mental pain.
O, uzun bir yolculuğa dayanabilir mi?
- Can she endure a long trip?
Keith Richards' popularity endured for decades.