It's best to wear a cap on your head during the cold Moscow winters.
- Soğuk Moskova kışlarında kendi başına şapka takmak en iyisidir.
I will do my duty to the best of my ability.
- Yeteneğimin en iyisine göre görevimi yapacağım.
We're doing the very best we can.
- Biz elimizden gelenin en iyisini yapıyoruz.
I wish her the very best in her future endeavors.
- Gelecekteki çalışmalarında ona en iyisini diliyorum.
I have to make the best of that small room.
- Ben bu küçük odayla ilgili en iyisini yapmak zorundayım.
Our restaurant is the best.
- Bizim restoran en iyisidir.
I will take this tie, as it seems to be the best.
- En iyisi olarak görünen bu kravatı alacağım.
Administrator and moderators are working for the best language tool, Tatoeba Project.
- Yönetici ve moderatörler en iyi dil aracı Tatoeba Project için çalışıyorlar.
The motto of Twitter is The best way to discover what's new in your world.
- Twitter'ın sloganı Dünyanızda nelerin yeni olduğunu keşfetmenin en iyi yolu.'dur.
Let's wish Tom all the best.
- Tom'a en iyi dileklerimizi dileyelim.
All the best wishes on this wonderful day.
- Bu harika günde bütün en iyi dileklerimle.
When we started out in 2009, I was convinced that our store would become one of the best in the city.
- 2009'da işe başladığımızda, mağazanın şehirdeki en iyilerden biri olacağına ikna edildim.
It looks like it will start pouring any second now. Better take an umbrella.
- Her an yağmaya başlayacak gibi. En iyisi şemsiye almak.
Tom is one of our top engineers.
- Tom en iyi mühendislerimizden biri.
I always buy a top quality product even if it is slightly more expensive.
- Biraz pahalı olsalar bile, ben daime en iyi ürünleri satın alırım.