His motorcycle is the latest model.
- Onun motosikleti en son model.
I found his latest novel interesting.
- Onun en son romanını ilginç buldum.
The activists were last seen in a remote, forested corner of Brazil.
- Eylemciler en son Brezilya'nın uzak, ormanlık bir köşesinde görüldüler.
The activists were last seen in a remote, forested corner of Brazil.
- Aktivistler en son Brezilya'nın uzak, ormanlık bir köşesinde görüldüler.
This is the most recent picture of Tom I have.
- Bu, Tom'un sahip olduğum en son resmi.
This is the most recent picture of Tom I could find.
- Bu, Tom'un bulabildiğim en son resmi.
She follows all the latest trends in fashion.
- O modadaki bütün en son trendleri izler.
She is singing the latest popular songs.
- En son popüler şarkıları seslendiriyor.
This is the very last thing I can do for you.
- Bu senin için yapabileceğim en son şeydir.
I finally found my way out of the confusing maze.
- En sonunda kafa karıştıran labirentten dışarı çıkabildim.
We finally have you where we want you.
- Biz en sonunda sana bizim seni istediğimiz yerde sahibiz.