Tom washes clothes at least once a week.
- Tom en azından haftada bir kez çamaşırları yıkar.
At least being sick gives you the perfect excuse to stay home and watch movies.
- Hasta olma sana en azından evde kalmak ve film izlemek için mükemmel bir bahane verir.
It will take her at least two years to be qualified for that post.
- Onun bu görev için nitelikli olması en az iki yılını alacak.
Brush your teeth twice a day at least.
- Dişlerini günde en az iki kez fırçala.
Lawyers and auto mechanics are the people I trust the least.
- Avukatlar ve oto tamircileri en az güvendiğim insanlardır.
Brush your teeth twice a day at least.
- Dişlerini günde en az iki kez fırçala.
Chestnuts have to be boiled for at least fifteen minutes.
- Kestaneler en azından on beş dakika kaynamalı.
I don't know when the meeting started, but it started at least thirty minutes ago.
- Toplantının ne zaman başladığını bilmiyorum ama en az otuz dakika önce başladı.
It was a good five kilometers from the station to the school.
- İstasyondan okula en az beş kilometre idi.
I can't promise that you'll like these books but I think it would be a good idea to at least look them over.
- Bu kitapları beğeneceğine söz veremem ama sanırım en azından onları bir gözden geçirmen iyi bir fikir olurdu.
The job will take a minimum of ten days.
- İş en az on gün alır.
The job will take a minimum of ten days.
- Bu iş en az on gün sürecek.