Tom bana Mary'nin duygusal yönden kararsız olduğunu söyledi.
- Tom told me Mary was emotionally unstable.
Duygusal yönden perişan insanlarla nasıl konuşacağımı bilmiyorum.
- I don't know how to talk to emotionally distraught people.
Gelgitli, uzatmalı ilişkiler duygusal açıdan bezdirici olabilir.
- On-again, off-again relationships can be emotionally draining.
Duygusal yönden perişan insanlarla nasıl konuşacağımı bilmiyorum.
- I don't know how to talk to emotionally distraught people.
Madison Kongrede çok duygusal bir konuşma yaptı.
- Madison made an emotional speech in Congress.
Tom'un birkaç duygusal problemi var.
- Tom has some emotional problems.
Ben çok hassas ve duygusal bir insanım.
- I'm a very sensitive and emotional person.
Bizden daha duygulular.
- They are more emotional than we.
emotional greeting.
emotional crisis.
... you you decided to do emotionally a some moments before ...