Fasten your seat belt, please.
- Emniyet kemerini tak, lütfen.
She advised him to fasten his seat belt.
- O ona emniyet kemerini bağlamasını tavsiye etti.
None were wearing seat belts.
- Hiçbiri emniyet kemeri takmıyordu.
Luckily, both of the drivers were wearing seat belts.
- Bereket versin ki iki şoför de emniyet kemeri takıyordu.
But for the safety belt, I wouldn't be alive today.
- Emniyet kemeri olmasaydı şimdi hayatta olmazdım.
We always had to put on a safety belt in case we had an accident.
- Kaza geçirme ihtimaline karşın biz her zaman bir emniyet kemeri takmak zorundaydık.
Tom put on his seatbelt.
- Tom emniyet kemerini taktı.
Fasten your seatbelt.
- Emniyet kemerini bağla.
Lütfen emniyet kemerinizi taktığınızdan emin olunuz.
- Lütfen emniyet kemerinizin takıldığından emin olun.
Lütfen emniyet kemerinizin takıldığından emin olun.
- Lütfen emniyet kemerinizi taktığınızdan emin olunuz.