A sure friend is seen in an unsure matter.
- Bir emin arkadaş emin olmayan bir meselede görünür.
Make sure you turn everything off before you leave.
- Yola çıkmadan önce her şeyi kapattığınızdan emin olun.
I must make sure whether he is at home or not.
- Onun evde olup olmadığından emin olmalıyım.
You should make sure of it before you go.
- Gitmeden önce ondan emin olmalısınız.
You should make sure of the fact without hesitation.
- Tereddüt etmeden gerçekten emin olmalısın.
Please be sure to sign and seal the form.
- Formu imzaladığınızdan ve mühürlediğinizden emin olun.
Be sure to put out the light before you go out.
- Dışarı çıkmadan önce ışığı söndürdüğünüzden emin olun.