A sure friend is seen in an unsure matter.
- Bir emin arkadaş emin olmayan bir meselede görünür.
One day your life will flash before your eyes. Make sure it's worth watching.
- Bir gün hayatın gözlerinin önünde hızla akıp gidecektir. Emin ol, izlemeye değer.
You should make sure of it before you go.
- Gitmeden önce ondan emin olmalısınız.
Before that, we had better make sure of the fact.
- Ondan önce, gerçekten emin olsak iyi olur.
I'd like to make sure of the time.
- Ben zamandan emin olmak istiyorum.
Please be sure to sign and seal the form.
- Formu imzaladığınızdan ve mühürlediğinizden emin olun.
How can you be sure your girlfriend isn't faking her orgasms?
- Kız arkadaşının orgazm takliti yapmadığından nasıl emin olabilirsin?