emare

listen to the pronunciation of emare
Турецкий язык - Английский Язык
circumstantial evidence
sign, mark, indication belirti, iz, ipucu
sign, mark, token; indication
law circumstantial evidence
Турецкий язык - Турецкий язык
(Osmanlı Dönemi) Alâmet, işaret, nişan, iz, ip ucu, belirti.Gizli olan umura Şeriat emarelere göre hükmeder. İ.İ
ipucu
Belirti, iz, ipucu
Belirti, iz, ipucu: "Fakat hepsinin yüzünde korku ve endişe emarelerini ayan beyan görmüştüm."- Y. K. Karaosmanoğlu
Belirti
(Osmanlı Dönemi) delil, işaret, iz, belirti, ipucu, alâmet
emare
Избранное