We'll have the element of surprise on our side.
- Bizim tarafımızda sürpriz elemanımız olacak.
Self-confidence is the principal element of any great endeavor.
- Bir büyük girişimin ana elemanı kendine güvendir.
Tom is the best employee we've ever had.
- Tom şimdiye kadar sahip olduğumuz en iyi eleman.
It's getting harder to find qualified employees.
- Nitelikli eleman bulmak zorlaşıyor.
Sami needed to hire more staff.
- Sami'nin daha fazla eleman işe alması gerekiyordu.
Tom spent much of the year working as a staffer on Mary's Senate campaign.
- Tom yılın çoğunu Mary'nin Senato kampanyasında bir eleman olarak çalışarak geçirdi.
He is an office worker.
- O bir büro elemanıdır.