He shaves with an electric razor every morning.
- O her sabah elektrikli tıraş makinesi ile tıraş olur.
He was electrocuted while playing the electric harp.
- Elektrikli arp çalarken, o elektrik çarpmasından öldü.
ׂSecond-hand electrical equipment always shows signs of use.
- İkinci el elektrikli cihazlarda, muhakkak kullanılmış olduklarını gösteren izler bulunur.
Keep away from the electrical equipment.
- Elektrikli teçhizatlardan uzak durun.
He was electrocuted while playing the electric harp.
- Elektrikli arp çalarken, o elektrik çarpmasından öldü.
Tom was electrocuted.
- Tom elektrikli sandalyede idam edildi.
Streetcars run on electricity.
- Tramvaylar elektrikle çalışırlar.
There is no life without electricity and water.
- Elektrik ve su olmadan hayat olmaz.
The automobile runs on electricity.
- Otomobil elektrikle çalışır.
Our electric heater does not work well.
- Elektrikli ısıtıcımız iyi çalışmıyor.
Keep away from the electrical equipment.
- Elektrikli teçhizatlardan uzak durun.
Tom is an electrical engineer.
- Tom bir elektrik mühendisidir.
Electric chair was invented by a dentist.
- Elektrikli sandalye bir dişçi tarafından icat edildi.
Electric chair was invented by a dentist.
- Elektrikli sandalye bir dişçi tarafından icat edildi.
When the concrete is hard, we use an electric drill instead of a pin chisel.
- Beton sert olduğu zaman pim keski yerine elektrikli matkap kullanırız.
Electric cars are becoming more and more popular.
- Elektrikli otomobiller gittikçe daha popüler hale gelmektedir.
The Tesla is an electric car.
- Tesla bir elektrikli otomobil.
Tom wouldn't let his children use his power tools.
- Tom çocuklarının elektrikli aletlerini kullanmasına izin vermezdi.
The river furnishes electric power to the town.
- Nehir şehre elektrik enerjisi sağlamaktadır.
The electrician will come and fix the cable next week.
- Elektrikçi önümüzdeki hafta gelip bu kabloyu onaracak.
The cable is not electrified.
- Kablo elektrikli değil.