İhtiyar heyeti onu köyden kovmaya karar verdi.
- The elders decided to expel him from the village.
Annem ve babam bana yaşlılara saygı göstermeyi öğretti.
- My parents taught me to respect my elders.
Gençler yaşlılarına saygı duymalıdır.
- Young people should respect their elders.
Yaşlılarınıza karşı kibar olmalısınız.
- You must be polite to your elders.
Yaşlı adam kalbi için güçlü ilaçlar alıyor.
- The elderly man takes strong drugs for his heart.
Yaşlı bir adam, büyük oğlu, küçük kızı ve küçük bebeği ile eski kiliseye girdi.
- An old man entered the old church with his elder son, his younger daughter and her little baby.
En büyük oğlum Lech Zaręba'dır.
- My elder son is Lech Zaręba.
Ağabeyim büyük bir ticari kuruluşta görev yapıyor.
- My elder brother got a position in a big business.
Mürver suyunu severim.
- I love elderberry juice.
We were presented to the village elder.
After being a member of the Church for a while, Bill was ordained to the office of elder.
... a relationship with the elders." Can you talk a little bit about this sort of nonmilitary ...