elbet

listen to the pronunciation of elbet
Турецкий язык - Английский Язык
sure

Tom sure can play tennis. - Tom elbette tenis oynayabilir.

We don't know that for sure. - Onu elbette bilmiyoruz.

certainly

Certainly he is independent of him. - Elbette o ondan bağımsızdır.

Certainly, my knowledge of French is limited. - Elbette, Fransızca bilgim sınırlıdır.

certainly, decidedly, surely
surely

Surely you don't really believe that, do you? - Elbette ona inanmıyorsun, değil mi?

Surely, you can't mean that. - Elbette, onu yapamazsınız.

of course

I will help you, of course. - Sana yardım edeceğim, elbette.

I am against the war, of course. - Ben, elbette, savaşa karşıyım.

Турецкий язык - Турецкий язык
Her hâlde, şüphesiz, kuşkusuz
Kuşkusuz
Her hâlde, şüphesiz, kuşkusuz: "Elbet bir başkasının yatağı başında gene bir araya geliriz."- R. N. Güntekin
elbette
elbet
Избранное