He was ambassador to the United Nations.
- Birleşmiş Milletlerin büyük elçisiydi.
She's the French ambassador to Portugal.
- Portekiz'in Fransız büyük elçisidir.
There is no god but God, and Muhammad is the messenger of God.
- Allah'tan başka bir ilâh yoktur ve Muhammed, Allah'ın elçisidir.
Hey, don't blame me. I'm just the messenger.
- Hey, beni suçlama. Ben sadece elçiyim.