Elmaların herhangi birini al.
- Take either of the apples.
Bardaklardan herhangi birini alabilirsin.
- You may take either of the glasses.
O her iki eliyle yazabilir.
- He can write with either hand.
Belgelerin yığınını eşit şekilde böl, ve onları birer birer odanın her iki tarafına koy.
- Divide the pile of documents equally, and take them one by one to either side of the room.
Şapkaların hiçbirinden hoşlanmıyorum.
- I don't like either hat.
İkizlerin hiçbirini tanımıyorum.
- I don't know either twin.
O, sporların düşkünü değildir, ben de değilim.
- He is not fond of sports, and I am not either.
Ben buna karşı değilim ama bunun lehinde de değilim.
- I'm not against it, but I'm not for it, either.
Ya becerikli ya da tembel ama her ikisi değil.
- Either skillful or lazy. But not both.
Tom'un ebeveynlerinin her ikisi de o sadece bir bebekken öldüler bu yüzden onlardan herhangi birini hatırlamıyor.
- Both of Tom's parents died when he was just a baby, so he doesn't remember either one of them.
Ya Tom ya da Mary markete gidecek, fakat ikisi değil.
- Either Tom or Mary go to the market, but not both.
Dışarı çıkmak mı yoksa evde kalmak mı istiyorsun? Her ikisi de benim için uygun.
- Do you want to go out or stay at home? Either is OK with me.
İki kızın her birini tanıyor musun?
- Do you know either of the two girls?
Ray, Gary'nin hikayesini desteklemek istiyordu fakat polisler onların ikisininde gerçeği söylediklerine ikna olmamışlardı.
- Ray was willing to corroborate Gary's story, but the police were still unconvinced that either of them were telling the truth.
İki kızın her birini tanıyor musun?
- Do you know either of the two girls?
Ben, onlardan herhangi birini sevmiyorum.
- I don't like either of them.
Bunların ikisinden birine sahip olabilirsiniz, fakat ikisine birden değil.
- You can have either of these, but not both.
Bu pulların ikisinden birini sana vereceğim.
- I'll give you either of these stamps.
Ben, onlardan herhangi birini sevmiyorum.
- I don't like either of them.
İki kitaptan herhangi birini alabilirsin.
- You may take either of the two books.
kullanıldığı yere gore sıfat,zamir,zarf ve bağlaç olabiliyor.
İki kızın her birini tanıyor musun?
- Do you know either of the two girls?
Tom ne birayı ne de şarabı sever.
- Tom doesn't like either beer or wine.
Tom ne Fransızca ne de İspanyolca konuşabilir.
- Tom can't speak either French or Spanish.
Ya becerikli ya da tembel ama her ikisi değil.
- Either skillful or lazy. But not both.
Ya restoranda bir garson olarak ya da bir barmen , her ikisi de Tamam.
- Either as a waiter at a restaurant or a bartender, both are OK.
İster evlen ister evlenme öyle ya da böyle pişman olacaksın.
- Whether you get married or not, you'll regret it either way.
İster evlen ister bekar kal, öyle ya da böyle pişman olacaksın.
- Whether you get married or stay a bachelor, you'll regret it either way.
Ya sen ya da arkadaşın hatalı.
- Either you or your friend is wrong.
Ya olduğun gibi görün, ya da göründüğün gibi ol.
- Either be as you seem or seem as you are.
Her hands, long and beautiful, lay on either side of her face.
Either you eat your dinner or you go to your room.
And either vowd with all their power and wit, / To let not others honour be defaste .
... We don't have either of those problems because we've sort of ...
... Will either of the two of you who work in the industry ...