einkaufen

listen to the pronunciation of einkaufen
Немецкий Язык - Турецкий язык
satın almak; alışveriş etmek
{'aynkaufın} satın almak; de. alışveriş yapmak
v. 'aynkaufın satın almak; (de.) alışveriş yapmak
alışverişi
veriş
alış-veriş
çarşıya
-einkaufen
-Alışveriş
Английский Язык - Турецкий язык

Определение einkaufen в Английский Язык Турецкий язык словарь

shop
{i} dükkân

Onunla kahve dükkanında buluşmaya söz verdi. - She promised to meet her at the coffee shop.

Ben ikinci el kitapçılarda ve ikinci el giyim dükkanlarında alışveriş yapmayı severim. - I like shopping in used-book stores and in used-clothing shops.

shop
mağaza

Bu mağaza sadece geri dönüştürülmüş kâğıt kullanır. - This shop uses only recycled paper.

Mağazada yeni bir uzun balık oltası var. - There’s a new long fishing rod in the shop.

shop
{i} (perakende satış yapılan) dükkân: flower shop çiçekevi
shop
{f} alışveriş etmek

Ne alışveriş etmek ne de anneme hoşça kal demek için zamanım vardı. - I had neither the time to go shopping, nor to say goodbye to my mother.

Alışveriş etmek için şehir merkezine gidiyoruz. - We're going downtown to go shopping.

shop
{i}

Bütün ev işlerini yapmak zorunda kaldım, ama keşke sinemaya ya da alışveriş yapmaya gitseydim. - I had to do all the housework, but I wish I had gone to the movies or shopping.

Annem işten eve gelirken günlük alışverişini yapar. - My mother does her usual shopping on her way home from work.

shop
{f} araştırmak
shop
tamirhane

Bunu tamirhaneye götür. - Take it to the repair shop.

Tom kontrol ettirmek için arabasını tamirhaneye getirdi. - Tom brought his car to the repair shop to have it checked.

shop
(Askeri) onarım atölyesi
shop
işlik
shop
atölye

Tamir atölyesine gidiyorum. - I'm going to the repair shop.

do shopping
Alışveriş yapmak
shop
Gammazlamak, satmak, ele vermek
do shopping
çarşıya çıkmak
do shopping
alışverişe çıkmak
shop
(İnşaat) atelye, dükkan
shop
(fiil) alışveriş etmek, alışverişe çıkmak, araştırmak, araştırma yapmak, hapse atmak, gammazlamak, ele vermek
shop
shop around alışveriş için fikir edinmek
shop
for ile aramak
Немецкий Язык - Английский Язык
shopping
to purchase something
to buy something {bought
bought}
to shop
to purchase
to do some shopping
shop

I have to go shopping. - Ich muss einkaufen gehen.

One went fishing, another went shopping. - Der eine ging fischen, der andere einkaufen.

do shopping
buy in
Einkaufen via Fernseher
teleshopping
einkaufen gegangen
gone shopping
einkaufen gehen
to go shopping
einkaufen gehend
going shopping
Als wir einkaufen gingen, kam sie mit.
When we went shopping, she came with us
Dann habe ich ja Zeit zum Einkaufen.
This leaves me free to go shopping
Erledigung von Einkäufen
shopping
Es ist ganz schön anstrengend, mit Kindern einkaufen zu gehen.
It's hard graft going shopping with children
Ich ging einkaufen.
I went shopping
Ich muss morgen Vormittag noch Schuhe einkaufen (gehen).
I still have/need to go shopping tomorrow morning for shoes
Samstags einkaufen zu gehen ist der (blanke) Horror.
It's murder doing the shopping on Saturdays
Wenn du gerne einkaufen gehst, dann wird dir hier das Herz aufgehen.
If you like shopping, then this will make your day!
Wenn's ums Einkaufen geht, kann kann ich der Versuchung nie widerstehen
I can never resist temptation when it comes to shopping
Wir gingen einkaufen, um uns für die Reise auszurüsten/auszustatten.
We went shopping to get kitted out for the trip
Wir waren praktisch den ganzen Tag einkaufen.
We spent virtually all day shopping
billig einkaufen
to get a good bargain
geht einkaufen
goes shopping
ging einkaufen
went shopping
regional und saisonal einkaufen
to buy regional and seasonal products
-einkaufen
-Shopping