Birçok müşteri danışma için avukata gelirler.
- A lot of clients come to the lawyer for advice.
Birçok İngilizce sözcük, Latince'den türemiştir.
- A lot of English words are derived from Latin.
Bay Miyake Kurashiki'de kaldığım sırada bana bir sürü yer gösterdi.
- Mr Miyake showed me lots of places during my stay in Kurashiki.
Bir sürü insan vardı.
- There were lots of people.
Ailesini çok endişelendirdi.
- He caused his parents a lot of anxiety.
Dışarıya çıkamam çünkü çok ödevim var.
- I can't go out because I have a lot of homework.
Tom birçok insanın hoşlanmadığı adam türüdür.
- Tom is the kind of guy lots of people just don't like.
Birçok kişi arabalarla ilgilenir fakat arabalar benim için bir şey ifade etmiyor.
- Lots of people are interested in cars, but they're really nothing to me.
Bir çok çözümü düşünüyoruz.
- We are thinking of a lot of solutions.
Bu kitabı iyi biliyor gibisin; Kitaptan bir çok alıntı yapıyorsun.
- You seem to know this book very well; you use a lot of quotations from it.
Ben o mağazada bir sürü şey alırım.
- I buy loads of stuff at that store.
Yapacak bir sürü işim var.
- I have loads of things to do.