Bana o koyun etinden biraz ayır. Bir parça et için açlıktan ölüyorum.
- Save me some of that mutton. I'm starving for a bit of meat.
Bu şehir 1970'lerden beri bir parça değişmedi.
- This town hasn't changed a bit since the 1970's.
O, bir şekilde zor işitiyor, bu yüzden lütfen yüksek sesle konuşun.
- He's somewhat hard of hearing, so please speak louder.
Etrafta hiç kimse yokken, gece bir şekilde korkutucu oluyor.
- When there are no men around, the night is somewhat spooky.
Kimya ile zerre kadar ilgilenmiyorum.
- I'm not a bit interested in chemistry.
Sana biraz tavsiye verebilir miyim?
- Can I give you a bit of advice?
Biraz sakinleşmelisin.
- You should relax a bit.
Bu konuda yapılan araştırma oldukça şüpheli.
- Research in this area is somewhat equivocal.
Bu sabah hava bir parça soğuk geliyor.
- The air feels somewhat cold this morning.
Who am I? I want to give you a small tip. I'm not like other girls. I'm a little bit different!
- Wer bin ich? Ich will euch mal einen kleinen Tipp geben. Ich bin nicht wie andere Mädels. Ich bin ein kleines bisschen anders!
You could've won the race if you'd run just a little bit faster.
- Du hättest das Rennen gewinnen können, wenn du nur ein kleines bisschen schneller gelaufen wärest.