Tom beni dün sabah saat dokuzda aradı.
- Tom called me yesterday at nine in the morning.
On, on bir, on iki, on üç, on dört, on beş, on altı, on yedi, on sekiz, on dokuz, yirmi.
- Ten, eleven, twelve, thirteen, fourteen, fifteen, sixteen, seventeen, eighteen, nineteen, twenty.
O, on olayın dokuzunda hatalıdır.
- She is wrong in nine cases out of ten.
Saat dokuzu çeyrek geçiyor.
- It's a quarter past nine.