Büyükbabam hâlâ yeni fikirleri almak için çabalıyor.
- My grandfather still endeavors to absorb new ideas.
Bana göre, bilgisayar programlamak ilginç bir çabadır.
- To me, computer programming is an interesting endeavor.
Bir sonraki uğraşında sana iyi şanslar diliyorum.
- I wish you the best of luck in your next endeavor.
Fakirlere sürekli yardım etmeye gayret etti.
- He has consistently endeavored to help the poor.
Görevlerini yapmak için gayret ettiler.
- They endeavored in order to do their duty.
Gelecekteki çalışmalarında ona en iyisini diliyorum.
- I wish him the very best in his future endeavors.
Gelecekteki çalışmalarında ona en iyisini diliyorum.
- I wish her the very best in her future endeavors.
Görevini yapmak için gayret etti.
- He endeavored in order to do his duty.
Görevlerini yapmak için gayret ettiler.
- They endeavored in order to do their duty.