Education is the acquisition of the art of the utilisation of knowledge.
- Eğitim, bilgi kullanımı sanatını edinmedir.
Language acquisition requires creativity.
- Dil edinmek yaratıcılık gerektirir.
I have to form the habit of getting up early.
- Ben erken kalkma alışkanlığı edinmek zorundayım.
You have to acquire as soon as possible a good knowledge of business English.
- En kısa sürede iyi bir iş İngilizcesi bilgisi edinmek zorundasın.
Tom and Mary adopted two children whose parents had been killed by a suicide bomber.
- Tom ve Mary ana-babası bir intihar bombacısı tarafından öldürülmüş iki çocuğu evlat edindiler.
They adopted the orphan.
- Onlar kimsesiz çocuğu evlat edindi.
Jobs are hard to come by with so many people out of work.
- İşsiz pek çok kişi ile işleri edinmek zordur.
Jobs are hard to come by these days.
- Bu günlerde iş edinmek zor.
Are you sure you don't want to get your own lawyer?
- Kendi avukatını edinmek istemediğinden emin misin?
Since they had no children of their own, they decided to adopt a girl.
- Onların kendi çocukları olmadığı için bir kız evlat edinmeye karar verdiler.
Her name is Linda Jones and she's from Edinburgh.
- Onun adı Linda Jones ve o Edinburghlu'dur.
Edinburgh is my favourite place in the world.
- Edinburgh dünyadaki en sevdiğim yerdir.
Jobs are hard to come by these days.
- Bu günlerde iş edinmek zor.
Jobs are hard to come by with so many people out of work.
- İşsiz pek çok kişi ile işleri edinmek zordur.
I want to get a real job.
- Gerçek bir iş edinmek istiyorum.
Where can I go to get a map of Europe?
- Bir Avrupa haritası edinmek için nereye gidebilirim?
Tom wanted to adopt you.
- Tom seni evlat edinmek istiyordu.
My wife wants to adopt a child.
- Karım evlat edinmek istiyor.
Nothing happened except that I obtained a tiny bit of information.
- Birazcık bilgi edinmemin dışında hiçbir şey olmadı.
Sami scoured the Internet to find more information about that.
- Sami o konuda daha fazla bilgi edinmek için İnternet'i taradı.