Tom son derece eli açık.
- Tom is extremely generous.
Para yönünden cömerttir.
- He is generous with his money.
O yoksul olduğu gibi cömerttir.
- Poor as he is, he is generous.
Yemekler arasında genellikle bol miktarda şekerleme, dondurma, patlamış mısır ve meyve yiyebiliyor.
- Between meals, he usually manages to stow away a generous supply of candy, ice cream, popcorn and fruit.
O, tanıdığım en eli bol insanlardan biridir.
- She is one of the most generous people I know.
Sen çok şık bir adamsın.
- You're a very classy guy.
Tom çok şık bir adam.
- Tom is a very classy guy.
Sanırım bu mükemmel görünüyor.
- I think it looks classy.
Zengin doğasında oynamamalısın.
- You should not play on his generous nature.
Helium, neon, argon, krypton, xenon and radon are noble gases.
- Helium, Neon, Argon, Krypton, Xenon und Radon sind Edelgase.
Noble be man, helpful and good.
- Edel sei der Mensch, hilfreich und gut.