Yeryüzünden hiçbir erkekle ilgilenmiyorum ve yeryüzünden hiçbir erkek de benimle ilgilenmiyor.
- I care for no man on earth, and no man on earth cares for me.
Yeryüzünde güneşten etkilenmeyen hiçbir şey yoktur.
- There is nothing on earth that is not affected by the sun.
Tam Dünya gibi, Diğer yarısı karanlıkken Ayın yarısı güneş tarafından ayınlatılır.
- Just like the Earth, half of the Moon is lit by the Sun while the other half is in darkness.
Afrika fili yeryüzünde en büyük kara memelisi.
- The African elephant is the largest land mammal on earth.
Toprak kandan dolayı kırmızıya döndü.
- The earth became red with blood.
Yağmur sonrası topraktan gelen hoş kokuya petrikor denir.
- The scent of earth after rain is called petrichor.
Dünya dönmeyi durdursa,ne olacağını tahmin edersin?
- Were the earth to stop revolving, what do you suppose would happen?
Dünya'nın Ay'dan görüntüsü, 20. yüzyılın ikonik resimlerinden birisidir.
- The view of the Earth from the Moon is one of the iconic images of the 20th century.
Yerküre gezegenlerden bir tanesidir.
- The earth is one of the planets.
Sodyum yer kabuğundaki en bol elementlerden biridir.
- Sodium is one of the most abundant elements in the Earth's crust.
Deniz dünya yüzeyinin yaklaşık dörtte üçünü kapsamaktadır.
- The sea covers nearly three-fourths of the earth's surface.
Topraktan gelen her şey toprağa döner ve sudan gelen her şey denize döner.
- All that comes from the earth returns to the earth, and what comes from the water returns to the sea.
Bir depremde, yer yukarı ve aşağı ya da geriye ve ileriye sallanabilir.
- In an earthquake, the ground can shake up and down, or back and forth.
Başlangıçta Tanrı göğü ve yeri yarattı.
- In the beginning God created the heaven and the earth.
Dünyanın uydusu doğal bir uydudur.
- Earth's moon is a natural satellite.
Depremler ve seller doğal felaketlerdir.
- Earthquakes and floods are natural disasters.
Tohumları biraz toprakla örtün.
- Cover the seeds with a little earth.
Beauty is truth, truth beauty, - that is all / Ye know on earth, and all ye need to know.
This is good earth for growing potatoes.
The astronauts saw the earth from the porthole.
She sighed when the plane's wheels finally touched earth.