Sabah derhal orada olacağım.
- I'll be there the first thing in the morning.
Yarın sabah derhal ayrılmalıyım.
- I have to leave first thing tomorrow morning.
Sabahleyin bir koşuşturmadan kaçınmak için bugün biraz geç saatlere kadar çalışacağım.
- Today I'm working a little late so as to avoid a rush in the morning.
Annem her zaman sabahleyin erken kalkar.
- Mother always gets up early in the morning.
Anne her zaman sabahları erken kalkar.
- Mother always gets up early in the morning.
Roosevelt sabah kiliseye gitti.
- Roosevelt went to church in the morning.
I'll meet you first thing at the station.