Определение e-shopping в Английский Язык Турецкий язык словарь
- shopping
- alışveriş
Ne alışveriş etmek ne de anneme hoşça kal demek için zamanım vardı.
- I had neither the time to go shopping, nor to say goodbye to my mother.
Ben ikinci el kitapçılarda ve ikinci el giyim dükkanlarında alışveriş yapmayı severim.
- I like shopping in used-book stores and in used-clothing shops.
- go shopping
- alışverişe çıkmak
- go shopping
- dükkânları dolaşmak
- shopping center
- (Ticaret) alış veriş merkezi
- go out shopping
- (Gıda) çarşıya çıkmak
- online shopping
- (Bilgisayar) elektronik alışveriş
- shopping
- alışveriş yaparak
Orada alışveriş yaparak para tasarruf ettin mi?
- Did you save money by shopping there?
Tom günü gezi için alışveriş yaparak geçirdi.
- Tom spent the day shopping for the trip.
- shopping
- çarşı pazar dolaşma
- shopping
- alışveriş yapma
Ben ikinci el kitapçılarda ve ikinci el giyim dükkanlarında alışveriş yapmayı severim.
- I like shopping in used-book stores and in used-clothing shops.
Dün alışveriş yapmaya gitmedi, değil mi?
- She didn't go shopping yesterday, did she?
- shopping bag
- alışveriş torbası
- shopping center
- çarşı
- shopping centers
- alışveriş merkezleri
- shopping centre
- çarşı
- shopping facilities
- alış veriş tesisleri
- shopping malls
- alışveriş merkezleri
- go shopping
- alış verişe çık
- go window-shopping
- vitrinleri seyretmek
- gone shopping
- alış verişe çık
- shopping
- {f} alışveriş yap
Dün alışveriş yapmaya gitmedi, değil mi?
- She didn't go shopping yesterday, did she?
Ne alışveriş yapacak ne de anneme hoşça kal diyecek vaktim vardı.
- I had neither the time to go shopping, nor to say goodbye to my mother.
- shopping basket
- alışveriş sepeti
- shopping cart
- alışveriş kartı
- shopping center
- alışveriş merkezi
- shopping centre
- alışveriş merkezi
- shopping list
- alışveriş listesi
Tom annesinin ona verdiği alışveriş listesini kaybetti ve sadece yemek istediği şeyleri aldı.
- Tom lost the shopping list his mother had given him and just bought things he wanted to eat.
Alışveriş listesinde tüm ürünleri kontrol ettiniz mi?
- Did you check all the items on the shopping list?
- shopping mall
- trafiğe kapalı alışveriş merkezi
- went shopping
- alış verişe çık
- would you like to go shopping
- alışverişe gitmek ister misiniz
- Shopping Station
- Alışveriş İstasyonu
- a shopping basket
- Bir alışveriş sepeti
- do shopping
- Alışveriş yapmak
- electronic components shopping center
- elektronikçiler çarşısı
- gone shopping
- alış verişe cık
- indoor shopping center
- kapalı alışveriş merkezi
- online shopping
- İnternet üzerinden alışveriş
- purchases, shopping
- alışveriş, alışveriş
- shopping bag
- alışveriş çantası
- shopping craze
- (deyim) Alışveriş çılgınlığı
- shopping line
- alışveriş hattı
- shopping mall
- alışveriş merkezi
Onlar bir otel ve bir alışveriş merkezi inşa etmek için ormanı kesmek istiyor.
- They want to cut down the forest to build a hotel and a shopping mall.
Benimle alışveriş merkezine gitmek ister misin?
- Would you like to go to the shopping mall with me?
- shopping mile
- alışveriş mil
- shopping spree
- Alışveriş çılgınlığı
Piyangoyu kazanınca alışveriş çılgınlığına daldı.
- Having won the lottery, she went on a shopping spree.
Mary servete konduktan sonra bir alışveriş çılgınlığına devam etti.
- Mary went on a shopping spree after coming into some money.
- shopping street
- alışveriş caddesi
- shopping trolley
- Alışveriş arabası
- shopping trolley
- pazar arabası
- to do the shopping
- alışveriş yapmak
- window shopping
- vitrin gezme
- window shopping
- {f} vitrinlere bak: prep.vitrinlere bakmak
- window shopping
- (fiil)trinlere bakma
- window shopping
- Alışveriş yapmadan sadece vitrinlere bakma
- can we do some shopping in the airport
- havaalanında alışveriş yapabilir miyiz
- do one's shopping
- alışverişini yapmak
- do shopping
- çarşıya çıkmak
- do shopping
- alışverişe çıkmak
- forum shopping
- yetkili alışveriş mahkemesi
- go on a shopping spree
- alışveriş çılgınlığı yapmak
- go on a shopping spree
- çılgınca para harcamak
- go shopping
- piyasayı araştırmak
- go shopping
- çarşıya çıkmak
- go window shopping
- (fiil)trinlere bakmak
- go window shopping
- vitrinlere bakmak
- gone shopping
- alış verişe çıkmış
- grocery shopping
- bakkal alış verişi
- international shopping
- (Ticaret) uluslararası alım
- let's go shopping
- hadi alışverişe gidelim
- shopping
- shopping list alışveriş listesi
- shopping
- shopping center alışveriş merkezi
- shopping
- {i} pazara çıkma
- shopping
- x ele ver/alışverişe çık
- shopping
- {i} (belirli şeylerin peşinde) çarşı pazar dolaşma
- shopping
- büyük çarşı
- shopping
- shopping district çarşı
- shopping
- alışveriş etme
- shopping
- {i} çarşıya çıkma
- shopping arcade
- (Mimarlık) pasaj
- shopping catalogs
- (Bilgisayar) alışveriş katalogları
- shopping district
- çarşı pazar
- shopping freak
- alışveriş manyağı
- shopping freak
- alışveriş delisi
- shopping nut
- alışveriş manyağı
- shopping nut
- alışveriş delisi
- shopping places
- alışveriş mekanları
- underground shopping area
- yeraltı alışveriş merkezi
- where are the shopping baskets
- alışveriş sepetleri nerede
- where are the shopping carts
- alışveriş arabaları nerede
- where is the main shopping district
- alışveriş bölgesi nerede
- where is the shopping area
- en yakın alışveriş merkezi nerede
- window shopping
- vitrinlere bakma
- won't you go shopping with me
- benimle alışverişe gitmek ister misiniz