If the students are bored, they will find ways to entertain themselves.
- Öğrenciler sıkılırlarsa kendilerini eğlendirmek için yollar bulurlar.
The man whose work it is to amuse people who attend a show is an entertainer.
- İşi insanları eğlendirmek olan ve şovlara katılan kişi bir eğlendiren kimsedir.
The man whose work it is to amuse people who attend a show is an entertainer.
- İşi insanları eğlendirmek olan ve şovlara katılan kişi bir eğlendiren kimsedir.
Sami found a way to keep himself amused.
- Sami kendini eğlendirmek için bir yol buldu.
Although the pressure of studying at the University of Cambridge is very high, many students still have time to go out and have fun.
- Cambridge Üniversitesi'nde öğrenim zorluğu çok yüksek olmasına rağmen, çok sayıda öğrencinin hâlâ dışarı çıkmak ve eğlenmek için zamanı var.
Have fun, but don't get lost.
- Eğlenin ama kaybolmayın.
It looks like Tom is enjoying himself.
- Tom eğleniyor gibi görünüyor.
Tom seems to be enjoying himself.
- Tom eğleniyor gibi görünüyor.
He is in charge of entertaining the foreign guests.
- O, yabancı misafirleri eğlendirmekten sorumludur.
Sami found a way to keep himself amused.
- Sami kendini eğlendirmek için bir yol buldu.
The parents try to amuse their baby with a toy.
- Ebeveynler bebeklerini bir oyuncakla eğlendirmeye çalışır.
Most of the revellers are tourists.
- Eğlenenlerin çoğu turist.
Don't come to school to lark around.
- Sadece eğlence için okula gelme.